15 Mart 2010 Pazartesi

Tanışalım... Tasarıma Dair...

Tasarım; başkasının sahip olamayacağı herşeydir...

Ülkemiz, tasarım kavramıyla yeni yeni tanışmaya başladığı için bu değerin hayatî önemini henüz tam anlamıyla kavrayabilmiş değil. Piyasada tasarım kelimesi doğru kullanılmadığı için birçok kişi tarafından yanlış algılanmaktadır. Bu algı zaman içinde tasarımın ne olduğu görülmeye başlandıkça doğru kullanılmaya başlanacaktır diye düşünüyorum. Bu yolda ben de bir tasarımcı olarak üzerime düşeni yapıp, tasarımlarıyla marka olmayı hedefleyen kurumsal bir firmada tasarımcının ne yaptığını ve hep birlikte yaşadığımız değişim sonrası ne yapıyor olması gerektiğine kısaca değineceğim...

Tasarım birimi; firmanın beynidir. Marka kimliğini belirleyecek yenilikçi fikirlerin ortaya çıktığı birimdir. Yavaş yavaş Türkiye’ deki birçok firma “tasarımıyla marka olma” hedefine odaklanmış durumda… Aslında en zor adımlardan biri olan bu adımı attık ve bu doğrultuda yol almaya başladık. Kriz bizi biraz beklemeye aldı sadece… Oysa ki “piyasada takip ettiğimiz” türde satılabilir ürünler sunarken, hedefimiz doğrultusunda asıl yapmamız gereken ise “piyasada takip edilecek” türde ürünler sunabilmek olduğunu anlamaya başlamıştık... Kuyum sektöründe bir gerçek olan taklit etme kavramını, taklit edilecek ürünler tasarlayarak bünyemizden bertaraf etmekten bahsediyorum. Değişim içerisinde bizim bu türde projeler geliştirmek için gösterdiğimiz çabaların yanı sıra bize gelen taleplerin de bu yönde olmaya başlaması, çok değil, yakın bir zaman içerisinde bu hedefimize ulaşacağımız umudunu hissettirmekte... Krizin etkilerinden kurtulmaya başladığımızda bu yönümüzle daha özgün tasarımlarla vitrinlerimizi süsleyeceğiz diye düşünüyorum.

Günümüz tasarımcısı için yaratıcı olmak kaçınılmaz bir zorunluluktur. Markalaşmaya giden yolda kabullenilmesi, desteklenmesi ve geliştirilmesi gereken en önemli adımlardan biri budur. Yaratıcılık YENİ ve GEÇERLİ FİKİRLERİN yaratılmasıyla sonuçlanan DÜŞÜNCE SÜRECİDİR. ( kıymetli hocalarımızdan Prof. Önder Küçükerman’ın etkilendiğim cümlelerinden biri…) Yeni kavramı; bütünüyle “yeni”, eskisinin “yeni”den tasarlanması, eski ve yeni düşünceler arasında elde edilen “yeni” yaklaşımların bulunmasıyla da meydana gelmiş olabilir. Üretilen her yeni ürün belirli bir ölçüde yenilik içerir. Yenilik ise nerden bakılırsa bakılsın yaratıcılık demektir. Önemli olan yaratıcılığımızı doğru zamanda kullanıp, doğru ürünleri bu süre zarfında ortaya koyabilmektir.

Tasarım; müşteri analizinden ve taleplerinden başlayan bir serüvendir. “Halk için sanat mı yoksa sanat için sanat mı?” sorusunu duyar gibi oluyorum. Biz ticaretle uğraşan bir firmada tasarım yapıyorsak bu sanatı halk için yapmak zorundayız. Her tasarım insan içindir, dolayısıyla ortaya konulan her tasarım ve ürün, insanın özellikleriyle ve doğal sınırlarıyla sıkı ilişkiler içinde olmalıdır. Müşteri bizden ne bekliyor ve biz ona ne sunuyoruz? Müşteri ürünü ne kadar beğenecek? Ya da o ürünün beğenmeyeceği yanları neler olacak? Bu sorulara verilebilecek her doğru cevap, yeni bir tasarımın çıkış yolu gibidir. Beğenilmeyeceği belli olan yönleri önceden belirlenerek acaba bu sorun tam olarak nasıl çözümlenebilir? Bu konudaki en doğru ve en etkin cevabın bulunması ürün tasarımında gün geçtikçe daha da önem kazanmaktadır. Doğru cevaplara ulaşabilmek ise ekip işidir. Doğru ürünü ortaya çıkaracak ekip : müşteri – tasarımcı – üretici ve pazarlamacıdan oluşmaktadır.

Tasarım firmanın lokomotifidir. Tasarımcı; en iyi tanıdığı konuyu bile, en az tanıyormuş gibi bütünüyle ters yüz edip, onun çok yönlü yeni boyutlarını ve özelliklerini hızla irdeleyebilmelidir. Kabul edilmiş sınırların çok yönlü zorlanması için fikir yürütmelidir. Üretimin getirdiği sınırlar, tasarımcı tarafından getirilen yaratıcı çözümlerle aşıldığında yeni bir ürün için gereken en uygun ortam elde edilmiş demektir. Öyle ki; belli bir üretim tekniğiyle ürün üretmek değil, ürünü üretmek için yepyeni bir tekniği keşfedebilmektir.

Ticaretle uğraşan bir firmada tasarım; “arzulanan, satılabilir, farklı” özellikleriyle piyasadaki diğer ürünlerden ayrılabilmelidir. Artık sadece müşterilemizin çok yönlü ihtiyaçlarına çok yönlü cevaplar veren standart ürünlerin yanı sıra bu cevapları kendi içerisinde farklı yorumlarla harmanlayarak yeni buluşlarla marka niteliği taşıyacak fark yaratan ürünler de tasarlamamız gerektiğini anlamaya ve bu yönde projeler geliştirmeye başlıyoruz. Başka bir deyişle; müşterimizin istediği özellikte ürünleri kendisine sunup, yanındada bu istekleri yepyeni fikirlerle yorumlayarak hazırlayacağımız “marka” kokan, kimliği olan ürünleri de sunmak...

Kimsenin düşünmemiş olduğu kadar basit bir eylemin obje üzerindeki yansıması tasarım; bunu yansıtabilecek güce sahip olan kişi de tasarımcıdır. Bunu kabullendiğimiz ve yaşamaya başladığımız noktada tasarımlarımızla markalaşmaya başlıyoruz demektir!

Bu tanışma yazımız oldu, vizyonumu biraz olsun yansıtabildiğime inanıyorum. :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder